Lezzetli Diyet Salata Yapmanın Püf Noktaları

Salata deyip geçmeyin! Çok da masum olmayabilirler. Bazı restoranlarda 1000 kaloriyi bulan salatalar servis ediliyor. Aman dikkat! Boş yere kalori bombardımanına tutulmayın. Bazen, salata yediği için sağlıklı ve hafif beslendiğini düşünenlere gülesim geliyor. İçlerinde yok yok, kalori yuvası ama adı SALATA

Restoran ve kafelerde artık ana yemekler kadar ilgi gören onlarca çeşit salata bulmak mümkün. Ama unutmayın ki bazıları ana yemeklerden çok daha kalorili olabiliyor.

Sağlıklı, hafif ve lezzetli salatalar için püf noktaları:

  1. Patates ve mısır dışında tüm sebzeleri çiğ ya da pişmiş limitsiz kullanabilirsiniz. Unutmayın sağlıklı ve lezzetli salataların temeli farklı renkten sebzeler kullanmaktan geçer.
  2. Protein kaynaklarının mutlaka ızgara, haşlama veya fırınlanmış olması gerekir, kızartmalardan kaçının.
  3. Salatalarınıza tek tip proteinler koyun. Etse et, balıksa balık,
  4. Kalori değeri yüksek olan meyve kuruları, krutonlar, çok tuzlu turşular eklemeyin varsa miktarını sorgulayın.
  5. Sos döktürmeyin, 1 yemek kaşığı zeytinyağı limitsiz sirke çeşitleri, limon, hardal, baharat kullanabilirsiniz.
  6. Kuruyemiş, avokado, dolmalık fıstık gibi yağları eklerseniz zeytinyağı dökmeyin.
  7. Makarna, bulgur, karabuğday, baklagil kullanacaksanız 4 yemek kaşığını geçmemeli ve tek çeşit olmalıdır.
  8. Baharatlar serbesttir ama baharatlı karışık sosları (mayonezli, yağlı, şekerli olanlar) kullanmayın, kullanacaksanız da yağdan kesin.
  9. Malzemeli salatalar ana yemek yerine geçebilir ya da çorba ile kombinlenebilir.
  10. Salatalarla servis edilen sepet dolusu ekmeklerden de uzak durmaya çalışın, hafif yiyorum rahatlığıyla abartabilirsiniz dikkatli olun.

SALATA MALZEMESİ KOMBİNLERİ

Sen de klasik salatalardan sıkıldıysan ya da dışarda yediğin lezzetleri evinde, işinde yakalamak istiyorsan bu kombinleri denemelisin.

  1. Avokado, kırmızı soğan, ceviz ve dereotuyla
  2. Yumurta, kırmızı soğan, kiraz domates ve kapariyle
  3. Pancar, yeşil elma, keçi peyniri ve yumurta
  4. Lor, yeşil elma, ceviz ve kereviz sapı
  5. Tavuk, lor, mantar ve kırmızı soğan
  6. Tavuk, elma, badem ve kuru kayısı
  7. Keçi peyniri, badem, brokoli ve kırmızı biber
  8. Beyaz peynir, zeytin, karides ve üzüm
  9. Kuru üzüm veya kuru yaban mersini, yeşil elma, havuç ve mercimek veya mas fasulyesi
  10. Bebek ıspanak, çilek, avokado ve badem
  11. Yumurta, badem, somon ve yeşil soğan
  12. Mozzaerella peyniri, domates, zeytin ve taze fesleğen
  13. Vahsi pirinç, tatlı patates, kuru yaban mersini ve avokado
  14. Keçi peyniri, semizotu, közlenmiş patlıcan ve közlenmiş kırmızı biber.
  15. Karabuğday, kuşkonmaz, kırmızı biber ve taze nane
  16. Somon, kuşkonmaz, taze kekik ve havuç
  17. Bonfile, kırmızı biber, kırmızı soğan ve mantar
  18. Tofu, kuşkonmaz, yeşil soğan ve susam
  19. Ton balığı, kırmızı biber, avokado ve kuru soğan
  20. Hindi, ceviz, kuru yaban mersini ve hardal sos
  21. Karabuğday. Maydanoz, yeşil soğan ve nar veya çilek
  22. Filizlendirilmiş mas fasulyesi, keci peyniri, kurutulmuş domates ve kuru yaban mersini

SALATA MALZEMELERİNİ LEZZETLENDİRMENİN HAFİF YOLLARI

Sizce neden son yıllarda salataya rağbet bu kadar arttı? Tesadüf mü ya da sadece zayıf olma trendinden mi kaynaklanıyor sanıyorsunuz? Tabii ki hayır. Çünkü artık salatalar çok lezzetli. Siz de paylaştığımız tüyolara benzer kendi damak tadınıza yonelik formüller keşfedebilirsiniz. İşte birkaç örnek;

NOHUT: 1 yemek kaşığı zeytinyağı, yarım çay kaşığı kimyon, pul biber, karabiber ve kaya tuzu ile önceden ısınmış fırında 10 dakika kavurun ve salatanıza serpin.

KINOA: Kullanacağınız kinoayı 1 parmak geçecek kadar suda haşlayın ateşi kapatınca üzerine doğal nar ekşisi, zeytinyağı ve limon sos ekleyip kapağı kapatıp sıcağıyla demlenmesini sağlayın.

KARABUĞDAY: Kendine has kokusunu sevmiyorsanız et veya sebze suyuyla haşlayın ve salataya katmadan önce en sevdiğiniz baharatlarla karıştırın. Ya da bolca sotelenmiş sebze ile (mutlaka sarımsak, taze fesleğen de ekleyin) karıştırın.

HİNDİ: Hardal, kekik, pul biber, sarımsak, nane, zeytinyağı ile marine edin. Haşlanmış kullanacaksanız salata sosunu baharatlayıp önce hindilere bulayın öyle karıştırın.

MERCİMEK, MAS FASULYESİ VEYA NOHUT FİLİZLERİ: Besleyiciliği çok yüksek, kanser ve yaşlanma karşıtı filizleri, nar, böğürtlen, karpuz, kuru yaban mersini veya kuru kayısı eşliğinde kullanın.

SOSLAR: Hardal çeşitleri, baharatlar, balzamik, bal, elma sirkesi, üzüm sirkesi, limon suyu, lime, kaya tuzu, çörek otu, susam, portakal veya mandalina suyu gibi aromatiklerle zeytinyağı eşliğinde farklı tatlar yaratabilirsiniz.

2) METABOLİZMANI ATEŞLE, İNATÇI KİLOLARA SON VER

Kilo verdiniz ama bir noktada takıldınız mı? Yeni yıla kadar vermen gereken birkaç fazla kilon var ve gitmiyorsa? Zayıflamak için her yolu deniyorsunuz ama hedef kiloya az  kala kilo almaya mı başladınız? Zayıfladınız ama insanlar çok fark etmiyor aksine hasta mısın çok çöktün mü diyor? Kilo vermeye başlıyorsunuz ama çok yavaş giden kilolar hemen pes etmenize mi sebep oluyor? Metabolizmanızın yavaş veya bozuk olduğunu mu düşünüyorsunuz?

Hadi yazımı okuyun size iyi haberlerim var

Önce şu hep suçladığımız metabolizma neymiş tanışalım… Metabolizma hızı vücudunuzun hareketsiz halde yaktığı enerjidir yani yaşamsal faaliyetleri sürdürebilmek için günlük harcanan kaloridir. Özetle organların çalışma hızını belirler. Bu performansa yaşınız, kilonuz, vücut kas-yağ oranınız, sağlık durumunuz (özellikle hormonal hastalıklara ) ve hareket seviyeniz yön verir. 

Çoğu zaman kilo veremeyen kişiler “ne yesem yarıyor” ya da “ benim metabolizmam yavaş” veya “metabolizmam bozuldu, kalori yakmıyor” gibi yakınırlar. Oysa ki iyi haber metabolizmanız o kadar kolay bozulmaz. Çoğu zaman vücudun calışma sisteminde sorun yoktur ama siz onu doğru yönetemiyorsunuzdur. Özellikle hatalı, çok düşük kalorili, dengesiz şok diyet yapanlarda, sürekli kilo alıp verenlerde, kendine özel diyet listeleri uygulamayanlarda, mucize ilaçlar, diuretik laksatif çaylar tüketenlerde vücut dengesi bozulup metabolizma hızla koruma moduna geçebilir. Önemli olan doğru zamanda doğru diyetleri uygulamak, aç kalmamaktır ve vücudu monotonluktan çıkarmaktır.

İNATÇI KİLOLARI HAREKETLENDİRME TAKTİKLERİ:

  1. Kas kitlenizi artıran spor programları uygulayın. Yeni başlayanlar için hergün 30 dakikalık açık hava yürüyüşleri eklemek, hali hazırda spor yapanlar için ise  1 gün daha spor sıklığını artırmak ya da her seansa 10 dakikalık daha önce yapılmayan aktiviteleri eklemek faydalı olacaktır.
  2. Vücut yağ oranını azaltın. Mutlaka yağ analizi yaptırın. Sadece kilo vermeniz su ve kas kaybına yol açıyorsanız kilo kaybınız takılır. Yağ kaybı için diyet içeriğinin size özel hazırlanmış olması elzemdir.
  3. Vücut sıvınız eksikse şişkinlikleriniz çoktur. Bu durumda beden atamadığı ödem, toksinlerden sebep yavaşlar ve yağ yaksanız da atamaz. Örnek vermek gerekirse, dibi tutmuş tenceredeki kirleri ovaladınız, yağlar parçalandı ama suyla yıkayıp durulamazsanız o tencere temizlenmiş olamaz hatta daha da kirli gözükür. Vücuttaki kırılan yağları atmak için de günlük sıvı alımınızın 2.5 litre kadar olması gerekir. Bunu su ve bitki çaylarının toplamı olarak düşünebilirsiniz.
  4. 2 günlük özel kürler uygulayabilirsin, düşük kalorili radikal diyetleri takılan kilo süreçlerinde kurtarıcı olarak görün ama uzun sureli uygulamayın.
  5. Beslenme planınızı tamamen değiştirin. Daha önce yemediğiniz yemekleri deneyin, farklı kalori seviyelerini uygulayın. Örneğin sizin için hazırladığımız doyuran omlet ve sporcu salatasını ana öğün olarak deneyin.
  6. Kendinize ödül günleri yapın, sizin de kontrollü şımarmaya ihtiyacınız var. Bu hem metabolik hem de psikolojik olarak size iyi gelecektir.
  7. Stres yapmayın!!! Kiloların belli aralıklarda takıldığının normal olduğunu kabul edin, sakinliğinizi koruyun ve artık yeni bedene adapte olan sistem için aslanda bu süreçlerin çok faydalı olduğuna inanin.
  8. Baharat tüketiminizi arttırın. Özellikle acı biber, karabiber, zencefil, zerdeçal, kekik tüketin.
  9. Suyu her gün en az 2 litre için. Su ve bitki çayları, toksin atarak, dolaşımı hızlandırması dışında enerjinizi de yükseltir. Ayrıca bağırsak hareketliliği sağlar.
  10. Mutlaka günde 2-3 kupa bitki çayı tüketin. Çalışmalar özellikle beyaz ve yeşil çayın termojenik etkisini vurgular. Aşağıda paylaştığım “metabolik hız” çayını da deneyebilirsiniz. Güne yayarak içilecek 3 kupa karışık bitki çayı enerjinizi artıracaktır. Önemli not: bu çayları asla kaynatmayın. Demlenen çayları da tekrar ısıtmayın. Sıcak tüketmek isteyenler termosta saklayabilir ya da üzerine sıcak su ilave edebilirler.

Spordan önce 1 bardak yeşil veya beyaz çay içmek metabolik hızı ve yağ yakımını arttırır.

  1. Protein kaynaklarını artırın ama aşırıya kaçmayın. Bazı kaynaklarda kas yapmak için ihtiyacınızdan çok daha fazla protein alınmasını öneriyor ki bu hem sağlıksız hem de vücutta yağlanma yapar. Spor sonrası veya akşam öğünlerinizin bolca sebze eşliğinde protein olmasına dikkat edin. Bu protein kaynaklarının yağsız olmasına ve ızgara/buhar/sote/fırın poşetinde sağlıklı yöntemlerle piştiğinden emin olun.
  2. Lifli beslenin, bu hem tokluk sağlar, hem de yağ emilimi azaltır.
  3. Kalsiyum kaynaklarını diyetinizde eksik etmeyin.
  4. Aşırıya kaçmadan kafein alın. Şeker veya tatlandırıcı eklenmeyen kahve metabolizmayı hızlandırır.
  5. Günde 8 saat uyumaya çalışın. Hem kasların dinlenmesi hem de yağ yakımı için elzemdir. Ayrıca uykusuzluk vücudu strese sokar ve iştah açar.
  6. Omega 3 kaynağı besinler enerji verir, hücre yeniler, pek çok hastalığı önler, kalp damardan cilt güzelliğine kadar 7’den 70’ e faydalıdır, yani yararları saymakla bitmez. Diyetinize haftada en az 2-3 kez balık ekleyin, soya filizi, ceviz, badem, omega 3 zengini yumurta, yeşil yapraklı sebzeler, nohut ve keten tohumu ekleyin.
  7. Demir eksikliğiniz varsa mutlaka doktor kontrolünden geçin, takviye alın ve siyah çayı kesin özellikle de yemeklerden hemen sonra içmeyin.
  8. D vitamini seviyelerinizi kontrol ettirin, eksikse güneşlenin veya takviye alın, doktorunuza danışın.
  9. Spor yapıyorsanız egzersizlerden sonra yarım saat bir şey yemeyin, su veya bitki çayı içebilirsiniz. Bu sayede yağ yakımınız daha hızlı devam edecektir.
  10. Dolaşımı hızlandırmak için tuzu azaltın ve sadece himalaya tuzu kullanın. Özellikle çok sodyum içeren sosları da mönülerinizden çıkarın bunlar yerine sarımsak, limon, karabiber iş görür.

3) Kış aylarında metabolizmanın yavaşlaması, iştahın artması, daha çok eve kapanmakla yeme odaklı gecen günler istenmeyen ve fark etmeden alınan kilolara sebep olur. Bedenin temizlenmesi, doğru kaynaklardan beslenmesi, su ihtiyacının karşılanması, arındırıcı sistemlerin aktive olması icin doğru yaşam ilkelerini bilmek gerekir.

Soğuk havaların kapımızı çaldığı bugünlerde yeni mevsime özel beslenme ve diyet stratejilerine yer verdik. 

1. Havaların soğuduğu günlerde D vitamini aliminizi yükseltin.

Basta kanser olmak üzere pek çok kronik hastalıktan koruyan D vitamini eksikliği kış aylarında artar. Bunun için öncelikle güneşi görünce kollarınızı, bacaklarınızı sıvayıp güneşlenmeye çalışın. Düzenli olarak kan değerlerinize baktırın. Eksiklik durumunda takviye alin. Balık, D vitamini katkılı süt ürünleri, yumurta, mantarda bulunan D vitaminin en iyi kaynağının güneş olduğunu unutmayın.

2. Biyolojik saati tersine çevirecek beslenme alışkanlıkları edinin.

Vücudumuzu yaşlandıran, pek çok kronik hastalığın oluşma riskini artıran en önemli nedenlerden biri inflamasyon yani iltihaplanmadır.

Serbest radikaller, stres, radyasyon, kötü beslenme alışkanlıklarımız, aşırı insülin salınımı vb.gibi daha pek çok nedene bağlanabilen inflamasyonun en önemli sebeplerinden biri de vücut yağının fazlalığıdır. Omega 3ün en iyi kaynağı baliği mutlaka haftada 2-3 kez tüketmeli, yumurta, ceviz, koyu yeşil yapraklı sebzeler ve keten tohumunu da rutin beslenmenizden eksik etmemelisiniz.  

3. Yemek için çok acıkmayı beklemeyin. 

Aç da kalmayın aşırıya da kaçmayın. Bunu alışkanlık edinebilirseniz yasaksız ve pişmanlık duymadan beslenirsiniz. Sahte açlıklarda durmayı öğrenin ama gerçek açlıkları da ötelemeyin.

4. Sizi tuzağa düşürecek besinleri eve sokmayın.

Özellikle kış aylarında uzayan geceler aksam yemeği sonrası sahte açlıkların arttığı donemlerdir. Evde muzır atıştırmalıklar bulundurmayın, gözden uzak mideden uzak ilkesini uygulayın.

5. Kaç kalori aldığınızdan çok ne kadar kaliteli beslendiğinize önem verin. 

Bazı yemekleri yemeden önce bununla asla doymam diyip de uzun süre tok kaldığınızı görmüşsünüzdür eminim. İste bu gıdalar bedeni besinsel olarak tatmin ettiği için vücudun daha fazla enerji aramadığı durumlarda olur. Örneğin kemik suyuna, az baklagilli bol sebzeli hazırlanmış bir büyük kase çorba ana yemek bile olabilir çünkü bedeni gerçekten doyurmuştur ama büyük tabak bir pirinç pilavı yedikten sonra iştahınız daha da artabilir çünkü beden tatmin olmadığı için enerji arayışına devam eder. İşte bu yüzden kaliteli beslenmeye önem verin. 


6. Fermente gıdaları hergün tüketin.

Ev yapımı yoğurt, kefir, turşu, tarhana, boza gibi besinleri beslenmenizde hergün tüketin. Özellikle yoğurdu günde 2 kase tüketin, kefir de vazgeçilmezinin olsun. Barsak florasını zenginleştiren fermente gıdalar güçlü bağışıklık sistemi ve hızlı çalışan metabolizmanın dostudur.

7. Yemekleri sağlıklı yöntemlerle pişirin.

Buharda, haşlama, kısık ateşte yavaş, ızgara, fırın gibi yöntemlerden tercih edin. Ne yediğiniz kadar nasıl pişirdiğiniz de çok önemlidir. Bazı süper besinleri mahvedebilen öyle çok pişirme tekniği ve tarifi var ki. Mutfağınıza yön verecek bilinçli aşçılar olun.

8. Yemeklerinize bolca baharat katın.

Yapılan çalışmalar yemeklere, yoğurda, salatalara, sebzelere özetle ekleyebileceğiniz her yemeğe ilave edilecek baharatların vücudu %20 oranında hızlandıran ve yağ yakımını artıran etkileri gözlenmiştir.

9. Beslenmenizi planlayın, değerlendirin ve mutlaka besin günlüğü tutun.

Yatağa yattığınızda o gününüzü değerlendirin, yarınınızı planlayın. Böylece ara atıştırmaları için yanınıza gerekli besinleri hazırlama olanağınız olacaktır. Aksi takdirde o acil açlık sinyallerinde zararlı kaçamaklar yapmanız an meselesi.

10. Caydırıcı bilgiler edinin. Mesela yediğinizi yakmak için ne kadar spor yapmanız gerektiğini bilin.

Yemek siparişi veriyorsunuz, seçtiğiniz yemeğin kalori değerini gördünüz, bu rakamlar sizin için pek de caydırıcı olmadı. Peki ya biri size o yiyeceğinizi yakmak için 4 saat koşmanız gerektiğini söylerse!!! Ya da ortalama yarım kilo yağ yakmak için 14 saat yürümeniz gerektiğini bilseniz eminim her kaşıkta bir kez daha düşünürsünüz.

11. Tabaklarınızın yarısında mutlaka sebze olsun.

Makarna, pilav, ızgaralar, pizzanız yemek tipiniz ne olursa olsun yoğun soslar, etler yerine ince kıyılmış sote sebzeler ekleyerek hafif ve çok lezzetli mönüler oluşturabilirsiniz. Kıymalı peynirli bir makarna hazırlamak yerine sadece sebze harmanı ile domates soslu bol baharatlı bir makarna ile 300 kaloriye yakın kalori kısıtlaması sağlamış olabilirsiniz.

12. Su hayattır, su içmek için susamayı beklemeyin. Mutlaka alkali su için.  Enerji seviyelerinizi yüksek tutmak için günde en az 8-10 bardak su almalı, özellikle egzersiz yaptığınız günlerde bu miktarı biraz daha artırabilirsiniz. Susamak vücudun çoktan susuz kaldığının işaretidir. Hatta bazen boş yere yediklerinizin sebebi açlık değil susuzluk olabilir.

13. Haftada 1 kez tartılın, ne daha sık ne de daha az.

Sık sık tartıya çıkmak demoralize edici olabilir, haftada 1 kez aç karna, sabah tartısı alın. Özellikle spor sonrası, yemek sonrası, ödemli hissettiğiniz günlerde, kabızlık durumlarında, regl dönemi, uçuş sonrası kesinlike tartılmayın.

14. Günde 2 saatten fazla hareketsiz kalmayın.

Bunun için oturarak yaptığınız tüm aktiviteler, televizyon izlemek, playstation oynamak, bilgisayar karşısında vakit geçirmek sayılabilir. Bu süre, günlük fiziksel aktivitenizi azaltarak yağlanma riskinizi artırmaktadır. Özellikle çocuklar için tehlikelidir.

15. Akşam saatlerinde patlak veren yeme krizleri için fit seçimler bulundurun. Günün yorgunluğunu izlendiğiniz dizi karşısında abur cubur atıştırarak geçirmek yağlanma ve fazla kiloların nedeni. Bunun için yağsız patlamış mısır, salatalık, meyve, diyet bisküviler, soda bulundurun. Yağlı abur cuburları da kesinlikle evde tutmayın.

16. İşiniz hayatınız olmasın, rahatlamaya fırsat verin.

Hayatınız iş ve ev mesailerinden ibaretse monotonluk ve mutsuzluk sizi yemekle mutlu olmaya götürür. Kontrollü çalışma saatleriyle hem stresiniz az olsun hem de hareketli olma şansınız artsın. İş sonrası veya öncesi spora gitmek harika bir değişim olacaktır.

17. Yeni lezzetlere açık olun, sağlıklı ve fit tariflerden deneyin.

Kinoalı salatalar, avokadolu omletler, chia pudingleri, karabuğday pilavları, balkabağı çorbası, fırınlanmış tatlı patates, karnabahar pizzası, brokoli corbasi ve daha bir sürü farklı tarifle hayat boyu sağlıklı ve formda kalmak mümkün. Yeter ki ön yargılı olmayın, deneyin.

18. Kemik suyu tüketiminizi artırın.

Kemik suyundan elde edilecek doğal kollajen ve yağlar barsak duvarını güçlendirir, düzenli olarak yemek ve çorbalarınıza azar azar katın. Ben çoğu zaman yağ yerine kullanıyorum. Biraz sirke, tuz, defne yaprağı, soğan, kereviz sapı ilavesiyle pişirerek ağır kokuyu önler, essiz aroma kazandırabilirsiniz. 

19. Küçük değişimlere odaklanın.

Örneğin yemeklerde kullandığınız yağ miktarını azaltın. Tariflerdekinin yarısını kullanın ve kesinlikle sızma zeytinyağı veya tamamen doğal tereyağı tercih edin.

20. Yumurta tüketin, tokluk hissiniz artsın.

Gün içinde yediklerinizin daha doyurucu olması için anne sütünden sonra en kaliteli besin olan yumurtayı tüketin. Kolesterol sorunu olanlar yumurta beyazını da tercihe edebilir. Yumurtaya pul biber ve kimyon serpmek de metabolizmayı hızlandıracaktır.

21. Dereotunun iştah kapatıcı, doygunluk veren özelliğinden faydalanın.

Bunun için her sabah tostunuza ekleyin ya da sade yiyin, çorbalara bolca katın, salatalara ve yoğurda da mutlaka ekleyin.

22. Çörek otunu hergün 1 yemek kaşığı tüketin.

Bağışıklık sistemini artırma kabiliyeti dışında tabii ki doygunluk artırıcı yanını da unutmayın. Salata, çorba ve yoğurtlara serpin.

23. Beslenmenizi monotonlaştırmayın.

Hergün farklı besin gruplarından almaya çalışın. Bu dengeli dağılım hem vücudu besler hem de daha çok ya yakma sinyalini uyarır. Örneğin her sabah peynir ekmek yerine yulaf, öğle veya akşam yemeklerinde mısır gevreği karışımları, omlet gibi aykırı yemekler tüketin.

24. Karbonhidrat tüketimini kesmeyin ama bağımlısı da olmayın, kısıtlayın.

Son yıllarda suçlanan karbonhidratları beslenmenizden çıkarmayın ama çok da tüketmeyin. Özellikle basit sekerleri kesin ama kompleks karbonhidratlardan da mutlaka yeterli ve dengeli olarak tüketin. Bunun için size yardimci olacağına inandığım bir öneri pilav, çorba ve salatalar da  haşlanmış kara buğday kullanmaktır. Bu sayede karbonhidrat almış gibi hissedip aslında protein içeriği yüksek bir yemek yemiş olursunuz. Ayrıca tüm tahıl gruplarını tam tahıl olarak tercih edin, bol sebzeyle pişirin.

25. Tatlı krizlerini önlemek için bolca tarçın tüketin.

Toz olarak süte veya meyve üzerine, kabuk halini ise çay veya sularınıza katabilirsiniz. Toz veya kök zencefil de metabolizmayı hızlandırarak yine tatlı düşkünlüğünüzü azaltacaktır.

26. Porsiyonları küçültememekten şikayetçiyseniz  yemeklerden önce çorba için.

Özellikle düşük kalorili sebze ağırlıklı çorbalar sizin daha az yiyip doymanızı destekler. Ayrıca daha küçük tabaklar kullanmakta porsiyon küçülmekte etkilidir. Yine tabakların yarısını salata veya pişmiş sebzelerle doldurarak da gözünüzü doyurabilirsiniz.

27. Yemeklerden sonra canınız tatlı çekmesin istiyorsanız yarım saat önce ılık su veya bitki çayı için.

Bunun için restoranda yemek yerken siparişinizi beklerken önce sıcak su isteyin. Limon dilimleri, taze nane yaprakları eklenmiş sıcak suyu ılınınca için veya ıhlamur, rezene, yasemin gibi sakinleştirici ve sindirim dostu caylar tüketin. Kış aylarında vücudu ısıtan kırmızı, beyaz, mate çayı, taze zencefil, zerdeçal, ayva dilimleri, karanfil ve kabuk tarçınla tüketmek gün boyu daha enerjik ve tok olmanızı sağlar.

28.Kendiniz için en uygun spor programını uygulayın.

Spor: metabolizma üzerinde hızlandırıcı, güçlendirici özelliğiyle zayıflama ve kilo koruma programlarının vazgeçilmezidir. Ayrıca doğal enerji verici ve stres arındırıcı bir aktivitedir.  Üzgün, sinirli veya stresli olduğunuzda kendinizi yemeklerle mutlu etmeye çalışıyorsanız bu ruhsal çöküntüden kurtulmaya da en iyi yardımcılardan birinin egzersiz olduğunu söyleyebilirim.

29.Düzenli, kaliteli ve yeterli uyuyun.

Ruhsal ve fiziksel olarak dinlenebilmek, güne enerjik başlamak için altın kural kaliteli uykudur. Uyku süresinin yetişkinlerde günde 7-8 saat olması önerilirken önemli olan kaliteli uyumaktır.

30. Doktorunuza danışarak gerekiyorsa multivitamin desteği alın. Probiyotik takviyeler kullanın. 

Vücudun aldığı besinleri enerjiye dönüştürebilmesi için enzimatik reaksiyonları düzenli sürdürmesi bunun için de vitamin ve mineralleri yeterli alması gereklidir. Bunun için yeterli dengeli beslenmek gerekir, günümüzde besinlerin erozyona uğraması, yoğun çalışma saatleri içinde hızlıca, besleyiciliği düşük yemeklerle beslenmek vitamin mineral ihtiyaçlarının karşılanmamasına neden olabilir. Bunun için doktorunuza danışarak sizin için en uygun desteği alabilirsiniz. 

4) BAHAR YORGUNLUĞUNDAN KURTARAN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Yine o döneme geldik, yataktan kalkmak istemiyor gün içinde uykumuz geliyor ve kendimizi çok yorgun hissediyoruz.  Bazılarımızın daha çok etkilendiği bahar yorgunluğu vücudun mevsim değişimine adapte olamamasıdır, bu aylarda değişen iklimle oksijenin beyne ulaşımı  biraz daha düşer ve uyku haline yol acar. Bu bir hastalık değildir kendimizi daha iyi hissetmek için bazı yaşam değişiklikleri ile bu dönemi daha rahat atlatabiliriz.

  1. Uyku kalitenizi arttırın. 6 saatten az, 8 saatten fazla uyumayın.
  2. Kahve, yeşil çay, siyah çay için ama günde 3-4 kupanın üstüne çıkmayın. Kafein vücudu aşırı uyararak enerji seviyelerinde iniş çıkışlar yapacaktır. Bu arada kolay çözüm sunan enerji içeceklerini ise asla içmeyin.
  3. Sabah saatlerinde beyne daha çok oksijen pompalayan jogging, yüzme, sıcak yoga gibi aktivitelere ağırlık verin. Gün boyu kendilerini uykulu hissedenler sabahları hafif yoga ve meditasyon yapmamalıdır.
  4. Diyetiniz ruhunuz ve enerjinizi besler. Mevsim değişimlerinde mevsim sebzeleriyle birlikte kaliteli proteinlerden zengin beslenmek yardimci iyi olur. Metabolizmayı hızlandıran ve ruhu doyuran aşağıda saydığımız gıdalara beslenmenizde daha çok yer verin bahar yorgunluğunu aşın.
  5. %70 ve üzeri bitter çikolata mutluluk hormonunu ve enerjini yükseltir. Bilinçli porsiyonlarda tüketin. Aşırı tatlı meyili olanlar hurma, hindistancevizi, incir gibi doğal şekerli ve yağlı süper gıdaları kakao ile rondodan geçirip mini enerji topları hazırlayabilir. Gün içi veya gece tatlı krizlerine birebir çözüm olacak bu formülleri damak tadınıza göre şekillendirebilir doğal granolalarla ikindiler için masum atıştırmalıklar hazırlayabilirsiniz.
  6. Turunçgiller ve böğürtlengiller, modunu ve enerjini artırır.
  7. Kompleks karbonhidratlar (tam tahıllı ekmek, integral makarna, kepekli bulgur, karabuğday, kinoa, yulaf ezmesi, tam tahıllı mısır gevrekleri gibi) ara ve ana öğünlerde olculu miktarda ve doğru kaynaklardan alınmalıdır. Ekmeksiz karbonhidratsız diyet sağlıklı değildir.
  8. Somon, ceviz ve yumurta, gibi omega 3, kolin, B vitamini zengini besinler vücuda çok farklı sebeplerle iyi gelir. Haftada en az 2 kez balık, günde 1 ara öğün ceviz ve hergün 1 yumurta tüketebilirsiniz.
  9. Çok yağlı gıdalar, kızartma ve cipsler azaltılmalı, hatta tüketilmemelidir. Bunlar kişilere yerken mutluluk sağlasa da akabinde ağırlık verir. 
  10. Günde en az 2 litre su tüketin. Vücuttan su atımını artıran alkol, gazlı içecek ve şeker katkılı meyve sularını tüketmeyin. Su tüketmek keyifsiz geliyorsa içine bir iki damla meyve suyu veya meyve parçaları ekleyin, soğuk sıcak bitki çayları, kendi tadıyla pişmiş kompostolar,  sekeri azaltılmış, tercihen ev yapımı limonata, ayran, kefir, soda en doğru alternatifler olacaktır.
  11. Her ana öğünde protein almaya dikkat edin. Vücutta modu yükseltecek serotonine dönüşen triptofandan zengin hindi, organik tavuk, balık, deniz mahsülleri veya yağsız kırmızı et en doğru seçimlerdir.
  12. Baharatları her yemekte kullanın. Özellikle acı pul biber, biberiye, zencefil, zerdeçal, karabiber, kekik tüketin. Caylara karanfil tarçın zahter kullanmaya çalışın.
  13. Karabuğday, kinoa, chia tohumu, çörekotu ve keten tohumu gibi mucizevi tohumları beslenmenize katın. Salatalar, yoğurtlar, köfteler, çorbalar, tatlılar  ve ana yemeklerde kullanabilirsiniz. Özellikle karabuğday devamlı tüketeceğiniz bir besin olmalıdır.
  14. Sağlıklı yağları ölçülü tüketmeye gayret edin. 1 avuç çiğ badem veya fındık veya ceviz ya da 3 parmak taze hindistancevizi enerjini dengeli olarak artıracaktır.
  15. Saunaya girin, aromatik duş jelleri ile cilde masaj yaparak yıkanın. Nane, okaliptüs yağları sürün, ortamınızda fesleğen, lavanta veya defne kokuları yayılsın.
  16. D vitamini seviyelerinizi kontrol ettirin eksikliği varsa mutlaka destek kullanın ve güneşlenin.
  17. Latin müziği ya da istediğiniz tarzda müzikleri günün her anı dinleyin, rahatlayın.
  18. Gün içinde en az 3 kez nefes terapisi yapın. 5’er dakikalık derin nefes alıp vermeler bedeni uyandıracaktır.
  19. Stres yapmayın ya da gerginlik veren konuları iyi yönetebilmeyi öğrenin. Hayır demesini öğrenin, yapılacak işleri önem sırasına göre yapın kendinizi gereğinden fazla yormayın.
  20. Kendinizi şımartın. Minik hediyeler, kendinize ayıracağınız birkaç özel saat enerjinizi yerine getirebilir.

5) Çok az uyuduğumuz, enerjimizin sıfırlandığı yorgun ve stresli günlerde…

Dikkat et karbonhidrat krizleri kapında, iştahının tavan yaptığı şuursuz yemelerin arttığı anlardan biridir. Enerjin düştüğü için kendini sürekli halsiz ve aç hissedeceksin ki bu da sahte tatlı atakları yaratacaktır. Bu gibi durumlarda ilk iş kendine sor bakalım susadın mı? Çoğu zaman karışan açlık ve susuzluk sinyallerini doğru ayırt etmelisin.

İkinci adım mutlaka sağlıklı yağlardan faydalanmalısın kortizol seviyelerini dengeleyecek magnezyumdan zengin yağlı tohumlar (ceviz, badem, fındık), hindistan cevizi ve avokado bunların başında gelir.

Ayrıca karbonhidratları limitlemelisin basit sekerler yerine kan şekerini dengeli yükseltecek alternatifler tüketmelisin. Örnegin 1 bardak ılık süt yanında bitter çikolata, muz, incir, dut, üzüm, elma kurusu, goji berry, Trabzon hurmasının da desteği olacaktır.

Kan şekerinde ani iniş çıkışlar yaratarak uykunu getirecek, metabolizmanı düşük seviyede çalışma haline sokacak yüksek enerji deposu ağır karbonhidratlı yemekler yerine ıspanak yatağında balık, sote sebzelerle pişmiş hindi, nohutlu kabak, mantarlı omlet, kuşbaşı etli karabuğday pilavı, kinoalı kısır, peynirli fırın sebzeler gibi besin gruplarını dengeli içeren tabaklar tüket. Bu şekilde hazırlanan tarifler daha büyük porsiyonlarla tüketilebileceği için mevcut yeme dürtülerine iyi gelecektir.

Ayrıca doğanın şifasını içinde hissedeceğin koyu yeşil yapraklı sebzelerden oluşan renkli  salatalar hazırlayıp üzerine kinoa, nohut, karabuğday veya balık eklemeni öneririm.

Bir bardak kakaolu sut serotonin seviyelerini yükselterek modunu yükseltecektir. Ya da chialı, zerdeçal, karabiberli, taze naneli kefir mükemmel enerji yükselticidir.

Ceviz ve kuru vişne ikilisi de hem sağlıklı hem de uyku sorunu yaşayanlar için destekçi bir alternatiftir.

Kahveyi çok içiyorsan bunun yerine siyah çay demlemelisin. 6 hafta suren bir çalısmada günde 4 bardak çay içmenin stresli bir olay sonrası salınan kortizonlu düşürdüğü gözlenmiştir. Özellikle yeşil çayın desteği çok daha fazladır.

6) Birkaç günlük, rutinimizden uzaklaşacağımız bir iş seyahatine çıktığımızda…

Rutinden çıkmak uzun suredir diyette olanlar icin aslında iyi bir fırsattır yeter ki bunu doğru yönetelim. Aksi takdirde sağlıklı beslenme sevdalılarının en büyük sınavlardan biridir iş seyahatleri.

Bir sor kendine:

Nedense kendimize izin verdigimiz hani yorucu bir işi keyiflendirmek için yemeği ödül olarak gördüğümüz havalimanları, uçak ikramları, otel odalarındaki mini barlar, iş arkadaşlarınızın size ağırlama gayreti, toplantı molalarındaki karbonhidrat ağırlıklı atıştırmalıklar, akşam yemeğinde sanki zorunlulukmuş gibi içilen alkol, alışkanlığın olmasa da yemek öncesi ‘iştah açıcı?’ ya da sonrasında tatlı sipariş etme hakkı görmen, saat mevhumu kalmadan yemek yemen, şehir dışına çıktığında sanki orada yenen kaloriler işlemezmiş gibi düşünen bir ruh haline bürünmen sence de çok enteresan degil mi?

Eminim pek çok kisiye tercüman oldum… O zaman suçları itiraf ettiysek değişime hazırız demektir. Bundan sonra ne amaçla olursa olsun seyahatlerde de beslenmemizi dengelemeyi öğreneceğiz. Peki bunun için neler yapacaksın hemen not al:

  1. Beynini doğru mesajı yolla, seyahat demek şuursuz beslenme fırsatı degildir. Her zaman “burada yiyebileceğim en sağlıklı ve doğru seçim ne” diye sor kendine.
  2. Bulunduğun ortamda yemekler çok mu sağlıksız? O zaman kotunun içinden en iyisini seçip porsiyon kontrolüne dikkat edeceksin. Örnegin pizza yersen yarıda duracak, hamburger ise patatesi yemeyecek ya da ne sipariş ettiysen yarısını tüketeceksin.
  3. Açlık atakları yaşamamak adına yanına masum atıştırmalıklar alacaksın. Kuru meyve badem, fındık ikilileri en kolay çözüm olabilir. Taşıması ve tüketmesi kolay alternatifler olmasına önem ver.
  4. Öğünlerde yüksek kalori alıyorsan aralarda asla muzır atıştırmalıklar yapmayacaksın, 2-3 öğünle günü tamamlamaya çalışacaksın.
  5. Su içmeyi unutmayacaksın ayrıca mutlaka en az 2 kupa bitki çayı tüketeceksin.
  6. Normal düzeninde spor yapıyorsan pas geçmeyeceksin, en azından adımsayardan günlük 10000 hedefini tutturacaksın.
  7. Artı-eksi yarım kilo hedefiyle yola çıkacak yediklerinin kaydını tutarak psikolojini kontrolde tutacaksın.
  8. Kısa seyahatlerde “amaan hiç kontrollü olmak istemiyorum” modundaysa bunu kabullenip özgür kalacak ama döner dönmez hemen ilk ogünden özel diyet listelerine geçeceksin. Yani tekrar rutine dönmek için pazartesiyi beklemeyeceksin. Örnegin 2-3 günlük kaçamaklı beslenme günlerini en az 4-5 günlük düşük kalorili listelerle dengeleyeceksin.
  9. Ortama uymak zorundaydım, içki içmek durumunda kaldım”  diyorsan 1 kadeh şarapla oyalanmaya çalışacaksın aralarda limon dilimli sodalar da içebilirsin.
  10. Öğünlerinden birini serbest yapıp digerlerinde hafif tercihler yaparak da günlük kalori muhasebeni dengede tutabilirsin.

7) Psikolojik nedenlerle ya da büyük bir üzüntü nedeniyle iştahımız kesildiğinde / veya çok arttığında…

Duygular beslenme sistemimize hükmetmeye basladığında yani yemek ihtiyaçtan zevke döndüğünde bil ki duygusal çöküşlerdesin.  Öncelikle biraz rahatlamalı, sevdiklerini etrafında tutmalı, günlük meditasyonlarla stres kontrolu sağlamalısın çünkü bu duygusal yemelerin de iştah kapanıklığının da önüne geçer.

Bilinçli beslenebilenlerin güçlü otokontrolleri diyeti sabote eden faktörleri ortadan kaldırabilir işte haydi sen de bunu öğren hayat boyu rahat et. Burada okuduklarını teker teker yaşamına ekle ve surdur.

1.Duygusal yemenin ne olduğunu anla ki sorun oluştuğunda çözebilesin. Mesela tıka basa doymana rağmen hala tatlıya yer bırakıyorsan, kendini kötü hissettiğin an aklına dolaptaki çikolatalar geliyorsa. Sinirlendiğinde kutu kutu abur cubur yiyip mide fesadı geçiriyorsan ya da günlerdir bir lokma geçmiyorsa boğazından duygusal yeme atağındasındır. Yemeği bazen ödül olarak kullanabilirsin ya da bazen sıkıntıdan iştahın kapanabilir bunlar normaldir ama bunu çok sık yaşıyorsan dikkatli olmalısın.

Özellikle stres, kızgınlık, endişe, korku, mutsuzluk, üzüntü, sıkılma, boşlukta kalma, kayıplar tetikleyici olabilir. Bu durumlarda içine kapanmaktansa sosyalleşmeli, hobilere daha çok vakit ayırmalı, yemek dışında kafa dagitan aktivitelerde bulunmamalı, bol bol su içmelisin.

2. İştahın çok arttığında asla aç karnına yemek alışverişine çıkmamalısın.Günlük menülerinde her öğünde hacmen büyük kalorisi düşük salatalar, farklı baharatlarla tatlandırılmış sebze soteler, sebze yemekleri ve çorbaları bulunmalı. Amaç önce gözü doyurmak sonra göz açlığı geçecektir.

3. Yemek ritüelini keyiflendirmek lazım, her lokmanın tadına vararak ye ki neyi, ne kadar yediğini anla ve durabil.

4. İştahsızlık durumlarında yiyeceklere bir anda yüklenme yavaş yavaş sık öğünler tüket.

5. Evde pişen yemeğin kokusu ya da yemek pişirmek de bazen iştah kapatıcıdır. Bir süre daha çok dışarda ye. İştah artışında ise dışardan yemek sıklığını düşür çünkü calışmalar, kişisel ve profesyonel deneyimlerim restoranlarda yemek yendiğinde evdekinde %40 daha fazla kalori alıyoruz.