Yapılan bir çalışmaya göre günde dört saatimizi irademizi korumaya çalışarak geçiriyoruz. Ve bu zamanı en çok kaplayan kısım ise yemekle ilgili. Hepimiz kilo vermek istiyoruz ama arkadaşlarımızla yaptığımız her buluşma planı nedense hep yemek yemek üzerine kurulu oluyor. Ben “Spor salonunda buluşalım, ardından bir kahve içeriz” diyerek sunulan bir buluşma teklifine henüz şahit olmadım… Üstelik bu durum sadece sosyal aktivelerle de sınırlı değil. İş yerinde ofis masamızda da abur cuburlar bulundurarak irademize tuzaklar kuruyoruz.
Kilo vermek adına akupunktur, hipnoz, diyet ya da egzersiz gibi türlü yöntemler denemiş olabilirsin. Ancak iraden sağlam değilse bu yöntemlerin işe yaraması çok zor. Tabii ki öncelikle sağlığından olmadan kilo vermek ve verdiğin kiloyu geri almamak adına bir diyetisyen yardımı alman önemli. Ancak diyetisyenini, hızlıca kilo vermeni sağlayacak biri olarak değil, sana doğru beslenmeyi öğretecek, hayat boyu kilo problemi yaşamaman için rehber olacak biri olarak görmelisin. Diyet her sene başlanan kısa süreli bir program değil, bir kişisel gelişim yolculuğudur. Kendini bu süreçte eğitim alıyor gibi düşünebilirsin. Diyetisyeninin deneyimlerinden ve bilimin sunduğu bilgilerden faydalandıkça, harika hissettiğini göreceksin. Haydi gel ve iradeni güçlendirmek için yapabileceklerine bir bakalım.
1) Aç kalma. Vücudu, sen ona gerekeni verdiğinde daha fazlasını istemez. Vücut, kalorilere bakmaz; onun için önemli olan kaloriyi nereden aldığındır. 300-500 kalori olan sağlıklı bir tabak ile aynı kaloride olan bir porsiyon tatlıya aynı muameleyi yapmayacaktır, emin ol. Yani ilkini yedikten sonra doyar ve iyi hissedersin, ancak onun yerine tatlı yediğin zaman sık acıkacır ve uykulu bir hâl yaşarsın. Bu arada yediklerin sadece bedenini değil, zihnini de besliyor: Beş-yedi porsiyon sebze ve meyve tüketmek stresi azaltıyor, yaşlanmayı geciktiriyor.
2) Kan şekeri dengeni koru. Basit şekerleri hayatından çıkar çünkü onlara hiç ihtiyacın yok. “Yeme demekle olmuyor” dediğini duyar gibiyim. Ancak bunun için çaba göstermen gerekiyor. Gerçekten isteyerek şekeri kesenler iki-üç haftada bu bağımlılıktan kurtuluyor. Doğal şeker olan meyvelerden tüketirsen de yanında mutlaka süt, yoğurt, badem ya da ceviz tüket.
3) Düzenli olarak her gün iki litre su ve üç kupa bitki çayı iç. Çaylarının içine kan şekerini deüzenleyen kurtarıcılardan olan tarçın ya da karanfil ekleyebilirsin.
4) Fiziksel aktiviteyi arttır ki motivasyonun güçlensin. Hareket hem enerjini hem de bedenini mutlu eder, kendine kötülük yapmak istemezsin. Kaya gibi sağlam bir iradenin temelinde egzersiz yer alır.
5) Mutlu ve sağlıklı bağırsaklar iradeyi güçlendirir. Ev yapımı yoğurt, kefir, tarhana, turşu ve probiyotik takviyeler almayı alışkanlık edin. Bedendeki serotoninin yüzde 90’ı bağırsaklarda bulunur. Mutluluk hormonu olarak tanıdığımız serotonin ayrıca uykuyu, öğrenmeyi ve sindirimi de destekler. Tüm bunlar bir araya geldiğinde, kendine verdiğin değer de artar.