Dünya Gıda Dergisi – Röportaj

Okul dönemindeki çocuklar uzun saatler boyunca evden uzak kalıyor. Bu çocuklar okulda sağlıklı besleniyor mu?

Açıkçası, çok sağlıklı beslendiklerine inanmıyorum. Okul menülerinde çocukları doyurmak için hamur işlerine, makarnalara, pilavlara ve tatlılara ağırlık verilmesi ile birlikte porsiyonların fazla olması çocukların ihtiyacından daha fazla gereksiz kalori almasına neden oluyor. Kantinlerde satılan kek, kurabiye, şekerleme gibi abur cuburların da tüketilmesi ile ister istemez sağlıksız bir kilo artışı meydana geliyor. Gözlemlerime göre, çocuklarımız ana okula gidene kadar çok güzel besleniyorlar ama okul işin içine girince çevresel etkenler, arkadaş veya kantin/okul faktörleri onların sağlıksız besinlere yönelmelerine neden olabiliyor.

Okul çağı dönemi çocuklarında yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırılması, bu alışkanlığın hayat boyu sürdürülebilir olmasına oldukça yardımcıdır. Yeni okuduğum bir yayında, okul çağı çocuklarının %12’si kahvaltı yapmadan evden çıktığı saptanmış. Bu noktada ebeveynlere tavsiyem, iyi birer rol model olun. Çocuklarınızın gözlerinin hep sizin üzerinizde olduğunu unutmayın. Gününün yarısını belki de daha fazlasını okulda geçiren çocuklarımıza ara öğün alışkanlığı kazandırın. Ara öğün alternatifi olarak çantasına;

  • Taze veya kuru meyveler ile badem, fındık, ceviz gibi kuruyemişler
  • Çok tahıllı un ve kurutulmuş meyve/ yağlı tohumlarla hazırlanmış ev yapımı kurabiyeler
  • Sebzeli/peynirli poğaçalar
  • UHT kutulu süt, kefir, yoğurt koyabilirsiniz.

Ana öğün olarak okul menüsü yetersiz kalıyorsa mutlaka beslenme çantalarına yemek koyarak ‘sefer tası’ alışkanlığı edinmelerini sağlayın.

  • Çok tahıllı ekmekler ile hazırlanmış sandviçler beslenme çantamızın kurtarıcısıdır. Sandviçleri yeşillikler ve domates ile renklendirmeyi ihmal etmeyin. Sandviç içeriğini her gün farklı bir malzeme ile çeşitlendirerek çocuğunuzun keyifle yemesini sağlayabilirsiniz.
  • Sandviç yanına yoğurt/ayran/ katkısız ve ilave şeker içermeyen meyve suları ile söğüş yenebilecek sebzeler/salatalar eklemeyi ihmal etmeyin.

Aileler okul beslenmesinde çocuklarının sağlıklı beslenmesi için ne gibi önlemler alıyor/almalı?

Öncelikle yemesini istemediğimiz gıdaları evde bulundurmayalım. Düzenli olarak sağlıklı yemek alternatifleri her öğünde olsun ve sevmiyor diye vazgeçmeyin, farklı alternatifler ile sevdirmeyi hedefleyin. Evinize iyi anlaştığı arkadaşlarını davet ederek onlarla birlikte yemek yeme ortamları yaratabilirsiniz. Çünkü çocuklar arkadaşları yemek yerken keyif alıyorlar. Özelikle kefir, yumurta, peynir, balık, baklagiller, sebzeler gibi sağlıklı besin gruplarını yemelerine yönelik yaratıcı değişiklikler yapabilirsiniz. Örneğin kefiri sevmeyen bir çocuğa meyveli kefir yapabilirsiniz; pancar, brokoli gibi radikal sebzeleri sevmeyen bir çocuğa bu sebzelerle farklı smoothie çeşitleri hazırlayabilirsiniz; hazır dondurma yerine yoğurttan dondurmalar yapabilirsiniz; sevmediği bir sebzeyi sevdiği çorbaya katabilirsiniz. Yasakçı bir mantığa girmeden neden yememesi gerektiğini anlatarak ona iyi bir rol model olmanızı özellikle tavsiye ediyorum.

Sömestr tatilinde çocuklar nasıl beslenmeli? Çocukların mutlaka tüketmesi gereken besinler nelerdir?

Mutlaka dengeli bir kahvaltı yapmaya devam ettirmeliyiz. Yumurta, peynir, bal, ekmek veya krep gibi alternatiflerle kahvaltıyı zenginleştirin. Öğle yemeklerinde tatil sürecinde haftanın 1-2 günü onu mutlu edecek köfte, bulgur pilavı, mantı gibi farklı ödüller verebilirsiniz. Diğer günleri de baklagil, et, balık, sebze, çorba gibi seçeneklere yönelin. Her şeyden küçük küçük tadına baktırmayı hedefleyin. Bu akşam yemeği için de geçerli. İkindi ara öğününde birlikte yapacağınız sağlıklı smoothieler, minik ekmek pizzalar, gözlemeler, tahıllı havuçlu kekler güzel bir tercih olabilir. Çocuğunuzla mutfağa girmek hem onun da el becerilerini geliştirmesini hem de keyifle yemesini sağlar. Çocuklarınızda biraz güzelliklerin olduğu ama dengenin hiçbir zaman unutulmadığı bir menü planlamayı hedef haline getirin.

Tatilde ebeveynlere nasıl bir beslenme alışkanlığı öneriyorsunuz?

Tabi ki ihtiyaçlar ve miktarlar birbirinden farklı olmakla birlikte ebeveyn de çocuk da her besin grubunu almalıdır. Tatildeyim mantığı ile çok fazla dışarda abur cuburları yememeli, yüksek kalorili hazır gıdalara yönelmemelisiniz. Çocukların ve ebeveynlerin beslenmesinde her şey süper gıda olmak zorunda değil ama dengeli bir şekilde tüm besin gruplarından tüketmeye özen gösterin. Tabi ki tatil algısı ile haftanın 2 öğleni veya akşamı veya ikindi ara öğününde kendinize ödül verebilirsiniz. Alternatif olarak her gün bir öğünde olmak şartıyla kendinize ödül hakkı tanıyabilirsiniz. Ama bunun daha sık olmamasına dikkat edin lütfen.

Sömestr tatilinde çocuklarıyla birlikte tatile çıkan ailelere önerileriniz nelerdir?

Öncelikle ilk kuralımız; yiyecek ve içecekleri ödül olarak kullanmamak olsun. Çikolata, kola, bisküvi gibi zararlı besinler ile onlara istediklerinizi yedirmeye çalışmayın. Otellerde, restoranlarda maalesef ki çocukların dikkatini çekmek için çok fazla şekerlemelere, çikolatalara, pastalara, keklere rastlayacaksınız. Haliyle çocuklarınız da yemek isteyecek. Şeker gibi aperatiflerin miktarını aşmayın. Şeker ve şekerli ürünler yerine onlara sağlıklı alternatifler bulmak sağlıklı büyüme-gelişme için oldukça faydalı olacaktır. Örneğin, çocuğunuz akşam yemeğine kadar bekleyemeyecek gibi görünüyor ise onlara kek, poğaça yerine meyve, fındık, fıstık veya süt gibi alternatifler sunabilirsiniz.

Gıdaları ‘iyi’ ve ‘kötü’ olarak ayırt etmek kötü olanları daha çok merak etmelerine ve o gıdalara daha çok eğilim göstermelerine neden olur. Bunun yerine, onlara kendi başlarına iyi kararlar vermeyi öğrenmelerine yardımcı olmak için yemeklere birlikte karar vermeyi deneyin, onun fikrini de önemsediğinizi ona gösterin. Kendi danışanlarımda da en zorlandığım noktalardan birisi; çocuklarımızın küçük olduğunu ve bu nedenle tüketim porsiyonlarının bizimkine oranla daha az olabileceğini göz ardı etmeyin lütfen.

Aysha Dergi – Röportaj

Berrinciğim, hikayenle başlayalım istiyorum. Nasıl bir ailede büyüdün? Mutfakla, yemekle aran nasıldı? Diyetisyen olmaya nasıl karar verdin?

En sevdiğim soruyla başlıyoruz çünkü mesleğimle örtüşen bir hikayem var. Kilolu bir çocuk olarak 12 yaşında diyetisyenle tanışıp başarılı bir zayıflama süreci deneyimledim. Bu da bana bugün danışanlarımı daha iyi anlama şansı verdi. Aslında oldukça sağlıklı mutfağa sahip bir ailede büyüdüm. Annem her şeyi evde hazırlamaya özen gösterip dışarıda yemek yemeyi sevmez, eve de hazır gıda almazdı. Ama ben çok iştahlı bir çocuktum, bu nedenle de kilolar kaçınılmaz oldu. 12 yaşında annemin vizyonu sayesinde bir diyetisyen desteği almaya karar verdik. Aslında itiraf ediyorum ilk etapta hiç de oralı olmadım. Hatta diyeti yapmamak üzere randevuya katılmama rağmen, zayıflayan bir kişinin son halini görmek bana büyük bir motivasyon oldu. Gerçekten de o an diyetime sadık kalmaya karar vermiştim. Netice olarak 3,5 ay gibi kısa bir sürede hedef kilomuza ulaştık tabi bu da beni çok mutlu etti. Danışanlarımla benzer yollardan geçip onların zorlandığı noktaları biliyor olmak da mesleğimi daha da çok severek yapmama neden oldu.

Mesleğime aşık biri olarak Hacettepe Üniversitesi ‘Beslenme ve Diyetetik’ bölümünden mezun olduktan sonra yüksek öğrenimime Amerika’da devam ettim. UCLA üniversitesinde ‘İşletme’ programını tamamladıktan sonra, Los Angeles’ta, California State University ‘Alternatif Beslenme’ bölümünü bitirdim. Yurtdışındaki eğitimim süresince Cedars Sinai Medical Center’da çalıştım, American Heart Association, American Diabetic Association gibi vakıfların etkinliklerinde yer aldım. Pek çok ülkede şubeleri bulunan önemli bir zayıflama merkezinde diyetisyen olarak çalıştım. Bugün kendi ofisim Berrin Yiğit Beslenme ve Diyet Danışmanlık Merkezi’nde beslenme ve diyet konusunda danışmanlık hizmetleri vermekteyim.

Ülkenin en sevilen diyetisyenlerindensin. Aslında yasaklı listeler olmadan da diyet yapılabileceğini söylüyorsun. Beslenmede hangi ekolu savunduğunu söyleyebiliriz?

Böyle gördüğün için çok teşekkür ederim Zeynep’ciğim. İşini severek yapan ve sürekli çalışarak, yenilikleri takip ederek kendini geliştiren herkesin takdir görmesini dilerim. Ben bu keyfi çok şükür yaşamaktayım. Söylediğin gibi yasaksız doğru seçimler yapmayı öğrenerek diyetin mutluluk olduğunu savunuyorum. Bunun için de herkesin kendi yasam standardına uygun listeleri benimsemesi ama bunun işin uzmanından öğrenilmesi gerektiğini vurguluyorum. Direkt ‘x’ veya ‘z’ gibi bir ekol takip ettiğimi söyleyemem çünkü bunu etik ve bilimsel bulmuyorum, herkese akımları takip etmemelerini öneriyorum. Tabi ki belli doğruları olabilir, bunları alıp harmanlayabiliriz. Ama körü körüne özellikle popüler diyetlere uymak kısa ve uzun vadede sağlık sorunlarına neden olur.

Sağlıklı beslenmek senin için ne ifade ediyor?

Bana göre sağlıklı beslemek ruh, beden ve zihnin doyurulmasıdır. Bunun için hepimizin ihtiyaçları farklıdır. Bu ihtiyaçlar bir uzman tarafından listelenebilir ama en önemli teması da kişiyi mutlu edip, diyeti sürdürülebilir kılmasıdır.

Yeni bir yıl, yeni bir ben diyoruz. Artık farkındayız ki, yenilenmek için gösterdiğimiz uğraşların ilk sıralarında ruhsal ve bedensel sağlığımız için beslenme muhakkak yer almalı. Yenilenmek için çıktığımız bu yolda nasıl beslenmemiz gerekir?

Yenilenmek için dönemsel detokslar mutlaka yapılmalıdır. Burada doğayı takip etmek, mevsiminde olan gıdaları en doğal hali ile tüketmek bizim en büyük rehberimiz olmalıdır. Çünkü doğa zaten insanoğlunun ihtiyaçlarına yanıt verecek besinleri sunuyor. Bu mevsimde özellikle kış meyveleri olan nar, kivi, turunçgiller; sebzelerden kereviz, balkabağı, havuç, mor lahana, soğan, ıspanak, pazı, kırmızı turp, brokoli, karnabaharı, sarımsak beslenmenizde sıkça yer almalıdır. Bağışıklık sistemini destekleyen kefiri mutlaka ara öğünlerde tüketmenizi, tam tahıl ürünlerinden faydalanmanızı öneriyorum.

Beslenme düzenini sağlıklı hale getirecek bir insanın mutfağından eksik olmaması gereken gıdalar hangileri?

Hepimize iyi gelen süper bir besin yoktur. Herkesin ihtiyacı birbirinden farklıdır. Ama ortak noktada buluşturacak olursak bu mevsime özel top 10 süper besinlerimi paylaşayım; yumurta, balık, ceviz, avokado, pancar, lahana, kereviz, enginar, kefir, baharatlar.

Doğru diyet nasıl olmalı?

Zayıflama diyetleri her dönemde ve sezonda kişinin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik, dengeli ve yeterli besin içerikleri ile hazırlanmalı, asla kişileri halsiz ya da aç bırakmamalı, mutsuz etmemelidir. Bu anlamda, kilo vermek isteyenlerin bir uzmandan yardım almalarını öneririm.

Diyette sıklıkla yapılan hatalar hangileri?

Maalesef ki daha ince olma hevesi, aynada daha fit bedenler görme isteği diyetlere ve diyet ürünlere olan ilgiyi artırdı. Milyonları ilgilendiren bu hassas konu, bu kadar da yoğun rağbet görünce elbette doğru yanlış uygulamalar her zaman olduğu gibi bize göz kırpıyor. Bu da kişilerin sağlıklarını düşünmeden ne pahasına olursa incelme isteğiyle hatalı yollara sapmalarına neden oluyor. Bana göre bu yollardan en tehlikelisi de ‘zayıflatan ilaçlar’ adı altında satılan ürünlere kontrolsüz bir şekilde ilgi gösterilmesi ve açlık diyetleri uygulanmasıdır. Bu hatalara düşmemek, zayıflayacağım derken vücudumuza eziyet etmeden ve sağlığımızı yitirmeden incelmek için acele etmemeli, kendi vücudumuza uygun sağlıklı listeleri uygulamalıyız.

Danışanların arasında kilo vermek isteyen, sana gelmeden önce defalarca farklı diyetler denemesine rağmen kendine hâkim olamadığı için başarısız olanları nasıl motive ediyorsun, nasıl bir beslenme öneriyorsun?

Çoğu zaman danışanlarımın ihtiyaçlarını, hatalarını, kaçırma noktalarını çok iyi gözlemlediğim için motive edeceğim nokta da kişinin ihtiyacına göre değişiyor aslında. Sadece diyet yazıp yollamak değil, o kişinin geçen bir haftalık süreçte neler yaşadığını, nelerde zorlandığını masaya yatırarak birlikte çözüme kavuşturuyoruz. Bu da motivasyonumuzu yükseltiyor.

Bunun yanı sıra ne istediklerini sık sık öğrenip, listelerimizi ona göre şekillendiriyoruz. Benim listelerimde yasak hiçbir gıda yoktur; doğru pişirme tekniği ile doğru miktarda yemeyi öğretmek temel hedeftir. Örneğin bazı haftalar hiç diyet yapmak istemeyen birisini koruma olarak geçirdiğim zamanlar da olabiliyor. Bu tamamen kişinin o haftaki ruh haline göre değişen bir durumdur.

Hep kilo vermek isteyenlerden bahsediyoruz, bir de kilo almak isteyenler ve genellikle hüsrana uğrayanlar var. Kilo alamayanlar için genel olarak ne tavsiye ediyorsun?

Haklısın, bu bana da instagram üzerinden sıkça gelen bir soru. Maalesef kilo almak çok kolaymış gibi bir algı hatası var ama kilo vermekten daha da zor olabiliyor. Burada kişinin yaptığı hatalar tespit edilip, kan testine bakılıp herhangi bir fizyolojik sorun olup olmadığından emin olarak kişiye özel listeler hazırlanması gerekiyor. Buradan çok matbu bir öneride bulunmak kolay değil aslında ama bu kişilerin özellikle yemek yeme ile ilgili sorunları olduğu için, temel amacımız yedikleri tabakları daha besleyici hale getirmek olmalıdır. Örneğin pilav yiyecekse sade bir pilav yemesindense havuçlu, bezelyeli bir pilav hazırlamak; sebze yemeklerini bulgurlu ve kıymalı tercih etmek; sütlü tatlıları üzerine bol fındık ile tercih etmek gibi. Amaç aynı hacimde yemeği besinsel olarak daha zengin bir hale getirmektir. Asla fast food gibi abur cuburlarla sağlıksız bir şekilde kilo almamaları gerektiğini özellikle vurgulamak istiyorum.

Sporcu beslenmesi nasıl olmalı?

Spor yaparken aslında ciddi bir emek veriyorsunuz. Haliyle güzel sonuçlar beklemeyi de hak ediyoruz 🙂 Spor yaparken ne yediğiniz ve ne zaman yediğiniz egzersiz performansınızdan egzersiz yaparken nasıl hissettiğinize kadar birçok şeyi etkiler. Spor yaparken beslenmenin de temellerini doğru bir şekilde oluşturmak maksimum fayda almanıza yardımcı olmaktadır. En çok sorulan sorulardan birisi ‘spor öncesi ve sonrası ne yemeliyim?’ Cevap çoğu zaman kişiye ve yaptığı spor çeşidine bağlı olarak değişse de genel doğrular ortaktır.

Egzersiz Öncesi; Genel bir kural olarak, egzersizden hemen önce yemek yememelisiniz. Çünkü kaslarınız egzersize odaklanırken, aynı anda mide yiyecekleri sindirmeye çalışır. Bu da maalesef ki performans kalitesinde en iyiye ulaşabilmek için sıkıntı yaratır. Egzersizden 2-3 saat önce karbonhidrat, protein ve yağ içeren dengeli ve tam bir öğün tüketebilirsiniz. Ya da egzersizden 45-60 dakika önce karbonhidrat ve protein içeren bir ara öğün yapabilirsiniz.

  1. Egzersizden 2-3 saat önce ana öğün tüketecekler;
  • Tam tahıllı ekmek arasına yağsız organik tavuk/ hindi eti/ somon füme ile sandviç ve yanına salata
  • Omlet ve tam tahıllı ekmek
  • Yağsız protein, basmati pirinç pilavı ve ızgara sebzeler
  1. Egzersizinizden 2 saat önce ara öğün tüketecekler;
  • Sporcu smoothie (spor salonlarının kafelerinde bulabilenler için bu önerimiz)
  • Süt+ meyve+ çiğ badem + yulaf ezmesi
  • Wasa Fiber + Fıstık ezmesi + ½ adet muz
  1. Egzersizden 1 saat önce ara öğün tüketecekler;
  • Meyve + 1 kase yoğurt
  • 1 avuç fındık + süt
  • 1 su bardağı Hindistan cevizi sütü
  • 1 dolu avuç Hindistan cevizi meyvesi

Egzersiz Sonrası

Egzersiz sonrası kişiye göre değişse de yaklaşık 20 dakika- 1 saat içerisinde aşağıdaki seçeneklerden birisini tüketmeye özen gösterin.

  • Izgara organik tavuk ve ızgara sebzeler
  • Avokadolu lorlu baharatlı sporcu omlet
  • Tatlı patatesli somon
  • Tam tahıllı ekmek ile yapılan ton balıklı sandviç
  • Sebze ve hindi eti ile yapılan tam tahıllı Wrap
  • Yulaf ezmesi + muz+ badem sütü

Egzersiz öncesi ve sonrasında yedikleriniz kadar içtiklerinizin de çok önemli olduğunu unutmayın. Vücudun elektrolit ve sıvı kaybını önleyecek olan boş kaloriler değil, en önemli şey sudur. The American College of Sports Medicine’ e göre egzersizden en az 4 saat önce 0.5-0.6 litre kadar; egzersizden 10-15 dakika önce de 0.2-0.3 litre kadar su içilmesini önermektedir. Egzersiz sırasında terleme ile sıvı ve elektrolit kaybedersiniz. Bu nedenle su tüketimini ihmal etmemek çok kıymetlidir.

Gün içinde nasıl besleniyorsun? Kaç öğünde, neler tüketiyorsun? Bir günlük beslenmeni paylaşabilir misin?

Tabi ki günüm günüme uymuyor. Ama senelerdir aynı olan belli rutinlerim var. Sabah uyanır uyanmaz limon su ile güne başlarım “Günaydıran Salatam” ve 1 dilim ekmek ile kahvaltımı yaparım.

Saat 10:00-11:00 arası bir fincan Türk kahvesi içerim. Öğlen genelde sebze yemeği ve yoğurt tercih ederim. İkindi ara öğünümde kendi hazırladığım şeker ilavesiz kurabiyeleri, 1 fincan Latte ile yerim. Akşam yemeklerinde haftanın 1-2 günü serbest olup geri kalan günlerde de et/balık/baklagil tüketmeyi tercih ederim. Bu bana en iyi gelen düzendir. Tatillerde kendimi serbest bırakır dönüşlerde de telafi edici diyetler tabi ki yaparım.

Gıda takviyelerine (Vitamin, mineral gibi) bakış açın nasıl? Kullanılmalı mı?

Toprağın erozyona uğraması, tarımın giderek sunileşmesiyle besinlerden alamadığımız yetersiz vitamin-mineraller olabiliyor. Dolayısıyla düzenli olarak kan tetkikleri ile vitamin-mineral durumuna baktırmak gerekir. Vitamin D, omega-3, B12, demir gibi yetersizliği sık gözlemlenen vitamin-mineraller yetersizlikleri besinlerle ve hatta gerekirse doktor kontrolünde takviyeler ile destekleyerek tamamlamak gerekebilir; ihmal etmeyin. Özellikle de kulaktan dolma bilgilerle değil de hangi ilacı ne kadar miktarda kullanmamız gerektiği konusunda doktordan destek almanız gerektiğini önemle vurguluyorum. Bazı yetersizlikler gıdalarla alınabilirken, bazılarında da takviye almamız gerekebilir. Bu noktada da iştahımı açar veya kilo alırım endişesi ile korkarak tüketmemezlik etmeyin.

Suyun önemini her fırsatta anlatıyorsun Berrinciğim. Su içmekte zorlananlar için tavsiyelerin var mı?

En çok önemini vurguladığım şey; su 🙂 Bu konuya değindiğimiz çok iyi oldu, teşekkür ederim Zeynepcim. Önerim öncelikle su içmeye odaklanın, en iyisini yapmaya değil. Nasıl seviyorsanız; sıcak, soğuk, ılık, yemek öncesi/sonrası, pipetle/şişeden olması hiç fark etmez. Önemli olan su içmeyi alışkanlık haline getirmeye odaklanın. Sonrasında da meyve dilimleri, yeşillikler ekleyerek farklılıklar katabilirsiniz.

Sağlıklı bir büyüme ve gelişme süreci için çocukların nasıl beslenmesi gerekir?

Çok geniş bir kitleyi hedefleyen bir soru olduğu için çocuğun yaşına, fiziksel aktivitesine, okula gidip gitmemesine göre değişen bir durumdur. Genel olarak gözlemlerime göre, anneler ana okuluna başlayana kadar çocuklarını en iyi şekilde beslemek için elinden geleni yapıyor. Ama okula gittikten sonra işler biraz karışıyor. Doğum günleri, arkadaş çevresi, kantinler, marketler nedeniyle paketli gıdalara eğilim artıyor. Hedefimiz genelde bu paketli gıdalardan, gazlı içeceklerden uzak tutmak, mümkün olduğunca evde yemelerini sağlamak, yemeği savaş haline dönüştürmeden çocuklarımıza doğru bir şekilde rol model olarak onlara beslenme bilincini iyi oluşturmalıyız.

Buğday ve çeşitleri besin değeri açısından zengin bir tahıl. Beslenmesinde buğday ve çeşitlerine yer veremeyen çölyak hastaları, buğdayın içerdiği protein ve vitamini hangi gıdaları tüketerek dengeleyebilir?

Glütensiz yaşamak zor gibi görünse de mısır, patates, pirinç unu, fasulye, bezelye, barbunya, soya fasulyesi, nohut ve mercimek gibi baklagilleri tüketerek buğdayın yerine alternatifler tüketebilirsiniz. Bunların dışında yer alan temel gıdalardan et, balık, süt ve yumurta da glütensiz diyetinizde serbest olan gıdalardır. Bal, zeytin, zeytinyağı, ay çiçek, mısır yağı güvenli olup kuruyemiş çeşitlerinden fındık, fıstık, badem, ceviz, leblebi gibi yiyecekleri herhangi bir katkı maddesi eklenmediğinden emin olduktan sonra güvenle diyetinizde tüketebilirsiniz.

YENİ YIL ÖNERİLERİM;

  1. Düzenli olarak yeterli su için, sularınızı sebze meyvelerle canlandırın. Özellikle taze zencefil, limon, naneden oluşan karışım yağ yakımı için destek olacaktır.
  2. Beslenmenizde avokado, zeytinyağı, hindistan cevizi yağı gibi sağlıklı yağları kullanın. Yağların depo yağları yakmadaki desteği çoktur.
  3. Elma sirkesi ve baharatları bol kullanın. Özellikle acı biber, zerdeçal, zencefil, kimyon, kekik, sumak yağ yakımına oldukça destek verir.
  4. Yakılan yağların atımı için dolaşımın çok önemli olduğunu unutmayın. Bunun için bağırsak hareketlerini aktif tutmalı, lif alımınızı arttırmalısınız. Ayrıca düzenli ve yeterli su içip sık idrara çıkmanız oldukça önemlidir.
  5. Kısa sürede hızlı fark yaratabilmek için haftada en az 4 kez 1 saat yürüyüş yapın.
  6. Uyku suresine ve kalitesine önem verin.
  7. Stresinizi iyi yönetin.

 

Sirkadiyen Ritim ve Beslenme

Sağlıklı yaşam ve bilinçli beslenme konu olunca insanların odaklandığı nokta genelde yedikleri, içtikleri, ne kadar hareket ettikleri olabiliyor. Oysa ki bizim ruh-beden enerjimizi, stres ve iştah yönetimimizi etkileyen uykunun da ne kadar önemli olduğunu gözlemliyoruz. Çalışma saatlerimizin, mesleğimizin ya da özel şartlarımızın getirdiği zorunlu şartlar dışında uykumuzu mutlaka kaliteli ve yeterli olması sağlıklı yaşam ve kilo kontrolünde çok önemlidir. Bunun önemini de sirkadiyen ritim konusunda yapılan çalışmalar ile de gözlemliyoruz. Sağlıklı, zinde çalışan bedenin dinlenmeye ve kaliteli uykuya ihtiyacı var. Bu yazıyı da lütfen kendi hayatını da değerlendirerek dikkatlice oku.

Öncelikle sana bir sorum var. Sence uykusuz bir günün ertesinde kendini daha yorgun, keyifsiz ve durgun hissetmen ya da tatlı krizi yaşaman ya da küçük soğuk algınlığının şiddetlenmesi gibi belirtiler yaşaman tesadüf olabilir mi? Ya da uzun uçuşlar sonrası yaşanan jet-lag durumunun seni ne kadar rahatsız ettiğini bir düşün. Ruh halimiz, hormon düzeylerimiz, vücut ısımız ve metabolizmamız günlük bir ritim içinde çalışır. Hatta kalbin dakikada 60-80 kez kan pompalaması, vücut ısısının 36.5 derecede tutulması, her organın kendi ritminde ve düzeninde çalışması vücutta biyolojik saatin yani ‘sirkadiyen ritm’in varlığını gösteriyor. Biyolojik saatimiz vücudumuzu gece ve gündüze uyum sağlayacak şekilde ayarlıyor ki bu ayarın bozulması çok ciddi sonuçlar oluşturuyor. Kısa vadede vücut saatinin ritminin bozulması hafıza oluşumunu etkilerken; uzun süreli bozukluk diyabet, kanser ve kalp hastalıkları risklerini artırıyor. Hatta 2017 yılı Nobel ödülü, biyolojik saat olarak da bilinen sirkadiyen ritmi kontrol eden moleküler mekanizmaların keşfedildiği çalışmaya verilmiştir. Bu çalışma ile de biyolojik saatin nasıl çalıştığını öğrenmiş olduk.

Sirkadiyen Ritim Nedir?

Sirkadiyen ritim kısaca organizmanın biyolojik saati olarak tanımlanabilir. Vücut işlevlerinin düzenli olarak işleyişini ifade eder. Uyku-uyanıklık döngüsü, kalp hızı, kan basıncı, vücut sıcaklığı, hormon salınımı, metabolik aktiviteler, kişisel performans ve duygu durum değişiklikleri sirkadiyen ritmin bir parçasıdır.

Sirkadiyen Ritim Tipleri Nelerdir?

Üç tip sirkadiyen vardır. Bunlar sabah, gün ortası ve gece olarak sınıflandırılmaktadır. Sabah tipi sirkadiyen ritme sahip bireyler erken kalkar, gün ortası tipi sirkadiyen ritme sahip bireyler gün içerisinde kestirme yaparlar ve gece tipi sirkadiyen ritme sahip bireyler ise gece geç saate kadar uyanık kalırlar. Sirkadiyen farklılıkları genellikle kalıtsaldır ancak çevresel olarak da değişebilmektedir.

Sirkadiyen Ritim Uyku Arasındaki İlişki Nedir?

Uyku, sirkadiyen ritimle ilgilidir. Uyku-uyanıklık döngüsünün bozulması; uykunun kalitesini bozarak fiziksel ve mental işlevlerin azalmasına neden olur. Sirkadiyen ritmin en önemli düzenleyicisi ısı ve ışıktır. Bu sebepledir ki insanların uyuma ve uyanma saatleri belirli bir düzen içindedir. Ve bu düzen bozulduğunda (jet-lag gibi), metabolizmada negatif yönde bir sürü değişme yaşanır ve hızla dengeyi bulmak isteriz. Bu düzenin günlük hayatımızda kilo yönetimi ve enerji dengesi üzerinde büyük etkisi vardır. Yeterli ve dengeli uyumayan kişilerin zayıflama sürelerinin daha yavaş olduğuna dair birçok kanıt mevcuttur. Biyolojik ritme uygun olmayan saatlerde ve yetersiz olarak alınan uyku;

  • Enerjiyi düşürür,

  • Hastalıklara yatkınlığa neden olur,

  • Metabolik yağ yakımını yavaşlatır,

  • İştah kontrolsüzlüğüne ve daha birçok negatif etkilere neden olur.

Sirkadiyen Ritim ve Uykunun Beslenme Üzerine Etkisi Var mıdır?

Uyku ve sirkadiyen ritim enerji metabolizmasının düzenlenmesinde temel bileşendir. Uyku ve sirkadiyen ritimde bozukluk obezite, diyabet gibi sıklıkla görülen temel sağlık sorunlarının oluşumuna neden olur.

Bu çalışmaya dikkat! 2010 yılında PubMed’de yayımlanan bir çalışmada, kalitesiz ve yetersiz uyku sonrasının beslenmemizi nasıl etkilediğini şöyle özetlemiş;

  • Besin tüketiminde ve atıştırmalıkların tüketiminde artış

  • Enerji içeriği daha yoğun olan besinlerin (rafine karbonhidratlar ve yağdan zengin gıdalar gibi) tercih edilmesinde artış

  • Daha az sebze yedikleri

  • Daha düzensiz öğün saatlerine sahip oldukları

  • Gece geç yattıkları ve gece atıştırmalık tükettikleri için sabahları açlık hissetmedikleri ve bu nedenle kahvaltı öğününü atladıkları

  • Yetersiz (yetişkinler için 8 saatten daha az) uykunun leptin(tokluk hormonu) düzeyini azalttığı ve grelin (açlık hormonu) düzeyini arttırdığı gözlenmiştir. Tersine yeterli uyku süresi ise dengeli bir diyet gibi sağlıklı davranışlarının oluşumuna katkı sağlamaktadır.

Sirkadiyen Ritmi Korumak İçin Neler Yapılmalı?

Yeterli ve dengeli beslenmek, besin ögesi dağılımını günün uygun olan saatlerine göre ayarlamak sirkadiyen ritim dengesine katkı sağlar. Sirkadiyen sistemin değerlendirilmesi ve düzenlenmesi kronik hastalıkların yükünü azaltmaya yardımcı olur.

Sirkadiyen ritim değişikliklerini engellemek ve ilişkili hastalıkları önlemek için dikkat edilmesi gereken noktalar:

  • Özellikle enerji veren çikolata gibi uyarıcı gıdaları akşam yemeğinden sonra tüketme.

  • Uyuma problemi yaşıyorsan 17:00 dan sonra çay, kahve, yeşil cay, mate gibi uyarıcı ve detoks çayları içme.

  • Su alımına devam et, çünkü su toksin atımına da oldukça destek verecek. Ama yatmadan en geç 1 saat önce son bardağı içmeye çalış. Gece sıklıkla uykun bölünmesin ki kaliteli bir uyku çekebilesin.

  • Akşam yemeğini kilo yönetimi adına 18:00’ da sonlandırmaya çalışıyor olabilirsin. Ama bu sefer de gece hissettiğin açlık seni kıvrandırabilir. Dolayısıyla akşam öğünü uyku düzenine göre 19:00-20:00’e kadar yiyebileceğini unutma.

  • Sadece juice ile veya minik atıştırmalıklar ile de geceyi yönetmek de bazen uyku sorununa neden olabiliyor. Senin için önerebileceğim birkaç tarifi kullan. Bu atıştırmalık alternatifleri ile gece atıştırma huyunu hayatına sokmak istemiyorum kesinlikle. Böyle bir huyun yoksa kesinlikle bu atıştırmalıklara başlama. Ama gece geç saatlerde çerezler, cipsler yiyorsan en azından benim sana sunacağım alternatifler ile kaliteli seçeneklere geç. Bunlar arasında da yüksek yoğunluklu kaloriye ihtiyaç duyanlar peynirli Wrap alternatifimi veya ballı, muskatlı, tarçınlı yoğurt alternatifimi deneyebilir. Ama geceleri sahte bir duygu açlığından dolayı bir şey arıyorsan patlamış mısır veya fırınlanmış ince dilim sebze çıtırları yanına yoğurt ile dip sos yapıp yiyebilirsin. Canın çok tatlı istiyorsa eğer vişne kurusu ve yanında ılık süt alternatifi senin kurtarıcın olacak.

  • Stres yönetimi için hepimiz artık her şeyi strese bağlayabiliyoruz. Belki de bir klişe haline gelmiş bile olabilir. Çünkü stresi özellikle de metropol şehirde yaşayan insanlar olarak hayatımızdan çıkaramayacağımıza o kadar inanıyoruz ki. Dolayısı ile stresi azaltamayacağımızı düşünüyoruz. Oysaki hiçbir şey düşünmeden kendimize ayıracağımız 5 dakikalık bir zaman dilimi bile vücudun kendini toparlamasında ve stresi yönetmesinde çok etkili olacak. Bunu bir denemeni öneririm. Hatta hoşuna gidecekse mutlaka bir hobi edin ya da dua et ya da dans et. Özellikle de gece kendine kalan o saatleri iyi değerlendir.

  • Ne kadar uyuduğumuz kadar kaliteli uyumamız da çok önemli. Bu nedenle yatacağın ortamın ışıksız olmasına ve en az 7 saat uyumaya özen göster.

  • Bulunduğumuz odada TV, telefon, ipad gibi elektroniklerin olmamasına dikkat et. Mümkünse evdeki wi-fi ağını bile kapatabilirsin. Çünkü günümüzde insanların yaptığı en büyük hata yatmadan bu elektronikler ile uğraşmak oluyor. Bunun bir alışkanlık haline dönüşmesine engel ol ve uyku kaçıran aktiviteleri hayatından çıkar. Çünkü ‘sadece 5 dakika bakarım’ diyerek başlayıp saatlerini harcayabiliyorsun. Bu şekilde uyumak da pek sağlıklı değil.

  • Uykusuzluk ve kendini kötü hissetme durumunda bağırsaklarında önemli bir rolü var. Düzenli uykunun bağırsak sağlığının yönetiminde de çok önemli olduğunu unutma

ALTERNATİFLER – ATIŞTIRMALIKLAR

  • 1 küçük kâse Patlamış mısır; mısırı 1 yemek kaşığı kadar yağda tuz ilave etmeden patlatabilirsin.

  • 1 avuç kuru vişne ile 1 bardak ılık tarçınlı süt içebilirsin.

  • Yoğurda probiyotik ekleyerek tüketebilirsin.

  • Papatya, yasemin veya papatya çayı; bu çay seçeneklerinden 1-2 kupa içebilirsin

  • Peynirli Wrap; ½ tam tahıllı lavaş içine 2 parmak kadar beyaz peynir, ¼ avokado ve bol söğüş ekleyerek Wrap hazırlayabilir, açlığını yönetebilirsin.